İDDK bu kararla, Bölge İdare Mahkemesi kararları arasındaki aykırılığı giderdi
Davacıların kişilik haklarını doğrudan ilgilendiren niteliklerinin bulunması halinde dava ehliyeti vardır
2577 sayılı Kanun’un 2. maddesinde yer alan ve iptal davasının subjektif ehliyet koşulu olan “menfaat ihlali” kavramı doktrinde ve içtihatlarda dava konusu işlemle davacı arasında kurulan kişisel, meşru, güncel bir menfaat ilişkisi olarak tanımlanmaktadır. Sözü edilen menfaat ilişkisinin varlığı ve sınırları her olayda yargı yerince uyuşmazlığın niteliğine göre belirlenmektedir.
İptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlal ettiğinden söz edilebilmesi için davacıyı etkilemesi, yani davacının kişisel bir menfaatini ihlal etmesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması gerekmektedir.
“Meşru menfaat” ilgisinden kasıt, kişi ile işlem arasında hukuken kabul edilebilir, dinlenebilir, korunmaya değer bir ilginin varlığı iken; “kişisel menfaat” ilgisiyle işlemin, kişinin hukukunu etkilemesi, kişi bakımından hukuk aleminde sonuç doğurması kastedilmektedir.
Başvuruya konu olan kararlarda, davacıların muhatap oldukları kamu görevlilerinin, davacılara yönelik fiillerinin şikayet konusu edilerek bu kamu görevlileri hakkında disiplin işlemi tesis edilmesinin istendiği, idareler tarafından yapılan incelemeler neticesinde ilgili kamu görevlileri hakkında işlem tesis edilmesine gerek görülmediği, bu hususun davacılara bildirilmesi üzerine bakılan davaların açıldığı görülmektedir.
Bu çerçevede konu değerlendirildiğinde, aykırılığın giderilmesi istemine konu kararlardaki gibi şikayet konusu olayların davacıların kişilik haklarını doğrudan ilgilendiren niteliklerinin bulunması halinde ya da şikayet neticesinde tesis edilen idari işlemin davacıların maddi veya manevi haklarının tazmini ile ilgili hukuki sonuçlar doğurabilmesi ihtimalinin varlığı halinde ve bu hususlar davacılar tarafından açıklanarak ortaya koyulabiliyorsa menfaat ihlalinin ve dolayısıyla subjektif dava ehliyetinin mevcudiyeti kabul edilmelidir.
T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2023/22
Karar No : 2023/27
BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI ARASINDAKİ AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİ
HAKKINDA KARAR
İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 06/03/2023 tarih ve E:2023/21, K:2023/21 sayılı kararıyla;
tarafından, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesinin 31/10/2022 tarih ve E:2022/2358, K:2022/2558 sayılı kararı ile İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesinin 29/09/2022 tarih ve E:2022/740, K:2022/909 sayılı kararı ve Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin 23/06/2020 tarih ve E:2020/342, K:2020/864 sayılı kararı arasındaki aykırılığın giderilmesinin istenmesi nedeniyle,
“Aykırılığın, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi ile Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi kararları doğrultusunda giderilmesi gerektiği” görüşüyle, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun’un 3/C maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca dosyanın Danıştaya gönderilmesi üzerine,
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakimi ‘ün açıklamaları dinlendikten sonra konu ile ilgili kararlar ve yasal düzenlemeler incelenerek gereği görüşüldü:
I-AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI:
A- İSTANBUL BÖLGE İDARE MAHKEMESİ 2. İDARİ DAVA DAİRESİNİN E:2022/2358 SAYILI DOSYASINA KONU YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istemin özeti: Davacı tarafından, 23/09/2021 tarihinde İzmit Seka Devlet Hastanesi Acil Servisinde görevli Dr. Y.E.Ç’nin doğrudan enjeksiyon önererek muayene isteğini olumsuz karşılaması ve şahsına karşı hekim etiğine yakışmayan ifadelerde bulunması nedeniyle ilgili doktor hakkında disiplin soruşturması başlatılması istemiyle CİMER üzerinden 01/11/2021-02/11/2021 tarihlerinde yaptığı başvuruların etkin olmayan bir cevapla reddedildiğinden bahisle İzmit Seka Devlet Hastanesi Başhekimliğinin 01/12/2021 tarihli işleminin iptali istenilmiştir.
Kocaeli 1. İdare Mahkemesinin 30/03/2022 tarih ve E:2021/1649, K:2022/506 sayılı kararının özeti:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 124. maddesinin ikinci fıkrası; Devlet Memurları Disiplin Yönetmeliği’nin 7. maddesinin dördüncü fıkrası; Hasta Hakları Yönetmeliği’nin 1. maddesi, 4. maddesinin (e) ve (g) bentleri, 5. maddesinin (a) ve (b) bentleri, 6. ve 8. maddeleri, 9. maddesinin ikinci fıkrası, 14. ve 22. maddeleri; Türk Tabipleri Birliği Hekimlik Mesleği Etik Kuralları’nın 5., 21. ve 23. maddelerinde yer alan kurallar aktarılarak,
Uyuşmazlığa konu olayda, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve beyanlardan, mide bulantısı, karın ve mide ağrısı şikayeti ile İzmit Devlet Hastanesi acil servisine başvurduğu görülen davacının, acil serviste görevli doktor tarafından muayene edilmeden iğne yapılmak istenilmesi, iğneye karşı alerjisi olduğunun ve bayılabileceğinin ifade edilmesi üzerine “bayılırsan ayıltırız” şeklinde karşılık verilmesi şeklinde gelişen olay sonrası Hastaneden ayrılarak Devlet Hastanesi Acil Servisine başvurduğu ve burada görevli doktor tarafından muayenesinin yapılarak şikayete konu ağrının teşhisi amacıyla röntgeninin çekildiği ve tedavisine başlandığı göz önünde bulundurulduğunda, memurların disipline aykırı davranışlarını öğrendikleri tarihten itibaren mevzuatında belirtilen süreler içinde disiplin soruşturmasını başlatmak ve gerekli cezayı uygulayarak disiplin cezası verme yetkisinin zaman aşımına uğramasını önlemek zorunda olan disiplin amirince, disipline aykırılık teşkil ettiği iddia olunan davranışların (olayın) öğrenilmesi üzerine söz konusu iddiaların ciddiyetle ele alınması, olayın mahiyetinin ve seyrinin ortaya konulması ve aydınlığa kavuşturulması noktasında, bir soruşturmacı görevlendirilerek disiplin soruşturması açılması, varsa olay anına ilişkin kamera görüntüleri ile tanıkların ve tarafların alınacak ifadelerinin birlikte değerlendirilmesi suretiyle hazırlanacak soruşturma raporu dikkate alınarak bir karar alınması gerekirken, davacının disiplin soruşturması açılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.
İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesinin 31/10/2022 tarih ve E:2022/2358, K:2022/2558 sayılı kararının özeti:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi ile altıncı fıkrası, 15. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 124. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan kurallar aktarılarak,
Kamu görevlisinin disiplin suçu işlediğine dair ciddi bir suç duyurusu veya şikayet halinde ilgili hakkında inceleme, araştırma veya soruşturmanın yapılması zorunlu olmakla birlikte, yapılan inceleme, araştırma veya soruşturma sonucunda şikayete konu eylemin disipliner yönü bulunmadığından bahisle soruşturma açılmaması, açılan soruşturma neticesinde disiplin cezası tayinine gerek görülmemesi veya disiplin cezası tesisinin, şikayetçiyi doğrudan ilgilendirmeyen bir hal alan ve tek taraflı işlem niteliğine bürünen bu sonuca karşı açılan davanın incelenmesine, 2577 sayılı İdari Yargılama Kanunu’nun 14/3-(c) ve 15/1-(b) maddeleri uyarınca ehliyet yönünden olanak bulunmadığı; bu durumda, davacının, “23/09/2021 tarihinde İzmit Devlet Hastanesi Acil Servisinde görevli Dr ‘nin doğrudan enjeksiyon önererek muayene isteğini olumsuz karşılaması ve şahsına karşı hekim etiğine yakışmayan ifadelerde bulunması nedeniyle ilgili doktor hakkında disiplin soruşturması başlatılması istemiyle CİMER üzerinden 01/11/2021-02/11/2021 tarihlerinde yaptığı şikayet ve başvuruların etkin olmayan bir cevapla reddine” dair işleme karşı açtığı davada, somut bir hak veya menfaatinin muhtel olamayacağı, subjektif dava ehliyeti koşulu bulunmadığından davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen istinaf konusu kararda hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüyle istinafa konu idare mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın ehliyet yönünden reddine kesin olarak karar verilmiştir.
B- İSTANBUL BÖLGE İDARE MAHKEMESİ 3. İDARİ DAVA DAİRESİNİN E:2022/740 SAYILI DOSYASINA KONU YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istemin özeti: Kocaeli ili, Derince Mahallesi Aile Sağlığı Merkezinde aile hekimi olarak görev yapan davacı tarafından, görev yaptığı Aile Sağlığı Merkezinde hemşire olarak çalışan tarafından kendisine hakaret edildiği yönündeki şikayeti üzerine yapılan araştırma ve inceleme uyarınca şikayete konu personel hakkında herhangi bir işlem tesis edilmediğinin bildirilmesine dair İl Sağlık Müdürlüğünün 31/12/2021 tarih ve 663.09 sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
Kocaeli 2. İdare Mahkemesinin 14/03/2022 tarih ve E:2022/151, K:2022/348 sayılı kararının özeti:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendi, 15. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 124. maddesinde yer alan kurallar aktarılarak,
Disiplin cezalarının hizmetin iyi işlemesi ve kamu görevlisinin mevzuatta öngörülen düzenleme ve yasaklara uymasının sağlanması amacıyla getirildiği, kamu görevlileri hakkında yapılan şikayetlerin, disiplin suçunun ihbarı niteliğinde olduğu, şikayetçinin hak ve çıkarlarını doğrudan ilgilendirmediği,
Kamu görevlileri hakkında yapılan şikayetlerin işleme konuluncaya kadar şikayetçi ve kamuyu ilgilendirirken, soruşturma başlatılıp sonuçlanması ile ortaya çıkan durum itibarıyla bu aşamadan sonra soruşturulan kişi ve kamuyu ilgilendirir hale geldiği, bir diğer ifade ile şikayet üzerine soruşturma yapılması ile şikayetçinin şikayet konusu olayla ve dolayısıyla soruşturma sonucu ile meşru, kişisel, güncel menfaat bağının idare hukuku anlamında koptuğu,
Kamu görevlisinin disiplin suçu işlediğine dair ciddi bir suç duyurusu veya şikayet halinde ilgili hakkında soruşturma yapılması zorunluluğu bulunmakta ise de, yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, adı geçen hakkında soruşturma başlatılması ve disiplin cezasına karar verilmesi, idari yönden ise bir işlem tesis edilmemesi ile şikayetçiyi doğrudan ilgilendirmeyen bir hal alan ve tek taraflı işlem niteliğine bürünen bu sonuca karşı açılan davanın incelenmesine ehliyet yönünden olanak bulunmadığı,
Bu durumda, aile hekimi davacının, kendisiyle aynı Merkezde görev yapan kişi hakkında disiplin yönünden işlem tesis edilmesi amacıyla yaptığı şikayet üzerine yapılan araştırma ve inceleme neticesinde şikayete konu personel hakkında herhangi bir işlem tesis edilmediği yönünde tesis edilen işlem, davacıyı doğrudan ilgilendirmeyen ve idarenin iç işleyişine yönelik bir karar olduğundan, davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesinin 29/09/2022 tarih ve E:2022/740, K:2022/909 sayılı kararının özeti:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan kural aktarılarak,
Danıştayın istikrar bulan kararlarına göre, davacının subjektif dava açma ehliyetinin bulunduğunun kabulü için, idari işlemin davacının meşru, şahsi ve güncel bir menfaatini ihlal etmesi gerektiği, bu çerçevede, bir idari faaliyet ile dava açma ciddiyetini sağlamaya yetecek
ölçüde muhatap olup menfaat ilgisini kuran kişi ve kuruluşların, söz konusu faaliyetle ilgili idari işlemlerin iptali istemiyle dava açabilecekleri,
Dava konusu işlemin, davacının aynı yerde görev yapan hemşirenin kendisine hakaret ettiği iddiasıyla şikayeti üzerine tesis edildiği dikkate alındığında, işlemle davacı arasında menfaat ilgisinin kurulduğu, dolayısıyla davacının kendi başvurusu üzerine tesis edilen işlemin iptali istemine ilişkin davada subjektif dava açma ehliyetinin bulunduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüyle istinafa konu idare mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.
C-AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU DİĞER KARAR:
Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesinin 23/06/2020 tarih ve E:2020/342, K:2020/864 sayılı kararı, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesinin 29/09/2022 tarih ve E:2022/740, K:2022/909 sayılı kararı ile aynı doğrultudadır.
II-İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Uyuşmazlıklarda, davacıların kendilerini doğrudan ilgilendiren hususlarda ilgili kamu görevlileri hakkındaki şikayetleri sonucu yapılan incelemeler neticesinde, konuyla ilgili olarak işlem tesis edilmesine gerek görülmemesine yönelik işlemlerin iptali istemiyle açılan davalarda verilen farklı nitelikteki kesin kararlar üzerine incelenen aykırılığın oluştuğu görülmüştür.
İLGİLİ MEVZUAT:
1-Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi:
Adil yargılanma hakkı
Madde 6- 1. Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, … bir mahkeme tarafından, … görülmesini isteme hakkına sahiptir
2- Anayasa:
Hak arama hürriyeti
Madde 36- Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir
Yargı yolu
Madde 125 – İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır
3- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu:
İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı
Madde 2- 1. İdari dava türleri şunlardır:
a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka
aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, …
4- 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun:
Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulu:
Madde 3/C- (Ek: 18/6/2014-6545/6 md.)
5-Bölge idare mahkemesi başkanlar kurulunun görevleri şunlardır:
c) Benzer olaylarda, bölge idare mahkemesi dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında veya farklı bölge idare mahkemeleri dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında aykırılık veya uyuşmazlık bulunması halinde; resen veya ilgili bölge idare mahkemesi dairelerinin ya da istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların bu aykırılığın veya uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, istemin uygun görülmesi halinde kendi görüşlerini de ekleyerek Danıştaydan bu konuda karar verilmesini istemek.
6- (Değişik:17/10/2019-7188/7 md.) Dördüncü fıkranın (c) bendine göre yapılacak istemler, konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Kuruluna iletilir. İlgili dava daireleri kurulunca üç ay içinde karar verilir. Aykırılık veya uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İncelemeye konu başvuruda giderilmesi istenen aykırılık, davacıların kendilerini doğrudan ilgilendiren hususlarda ilgili kamu görevlileri hakkındaki şikayetleri sonucu yapılan incelemeler neticesinde, konuyla ilgili olarak işlem tesis edilmesine gerek görülmemesine yönelik işlemlerin iptali istemiyle açılan davalarda, davacıların subjektif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Yukarıda metnine yer verilen 2577 sayılı Kanun’un 2. maddesinde yer alan ve iptal davasının subjektif ehliyet koşulu olan “menfaat ihlali” kavramı doktrinde ve içtihatlarda dava konusu işlemle davacı arasında kurulan kişisel, meşru, güncel bir menfaat ilişkisi olarak tanımlanmaktadır. Sözü edilen menfaat ilişkisinin varlığı ve sınırları her olayda yargı yerince uyuşmazlığın niteliğine göre belirlenmektedir.
İptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlal ettiğinden söz edilebilmesi için davacıyı etkilemesi, yani davacının kişisel bir menfaatini ihlal etmesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması gerekmektedir.
“Meşru menfaat” ilgisinden kasıt, kişi ile işlem arasında hukuken kabul edilebilir, dinlenebilir, korunmaya değer bir ilginin varlığı iken; “kişisel menfaat” ilgisiyle işlemin, kişinin hukukunu etkilemesi, kişi bakımından hukuk aleminde sonuç doğurması kastedilmektedir.
Başvuruya konu olan kararlarda, davacıların muhatap oldukları kamu görevlilerinin, davacılara yönelik fiillerinin şikayet konusu edilerek bu kamu görevlileri hakkında disiplin işlemi tesis edilmesinin istendiği, idareler tarafından yapılan incelemeler neticesinde ilgili kamu görevlileri hakkında işlem tesis edilmesine gerek görülmediği, bu hususun davacılara bildirilmesi üzerine bakılan davaların açıldığı görülmektedir.
Bu çerçevede konu değerlendirildiğinde, aykırılığın giderilmesi istemine konu kararlardaki gibi şikayet konusu olayların davacıların kişilik haklarını doğrudan ilgilendiren niteliklerinin bulunması halinde ya da şikayet neticesinde tesis edilen idari işlemin davacıların maddi veya manevi haklarının tazmini ile ilgili hukuki sonuçlar doğurabilmesi ihtimalinin varlığı halinde ve bu hususlar davacılar tarafından açıklanarak ortaya koyulabiliyorsa menfaat ihlalinin ve dolayısıyla subjektif dava ehliyetinin mevcudiyeti kabul edilmelidir.
III-SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle Bölge İdare Mahkemesi kararları arasındaki aykırılığın, işin esasının incelenmesi gerektiği yönündeki İstanbul 3. İdari Dava Dairesi kararı doğrultusunda giderilmesine, kesin olarak, 01/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.